The Dropout İzle

Bu sürükleyici dönem dramasında İtalya'nın ilk kadın avukatı Lidia Poët, avukatlık yapmak için mücadele ederken bir yandan da cinayetleri araştırır. Gerçek bir hikâyeden esinlendi. 1800'lerin sonunda Torino'da geçen hikâyede Torino İstinaf Mahkemesi, Lidia Poët'in baroya kabulünün yasalara uygun olmadığı hükmüne vararak onu sırf kadın olduğu için avukatlık yapmaktan meneder. Beş parasız ancak gururlu bir kadın olan Lidia, bir yandan mahkeme kararının bozulması için temyize gitmeye hazırlanırken kardeşi Enrico'nun hukuk bürosunda işe girer. Zamanının çok ötesinde bir yaklaşıma sahip olan Lidia, dış görünüşlerin ve ön yargıların ardındaki gerçekleri ortaya çıkarmaya çalışarak suç zanlılarına yardım eder. Lidia'nın eniştesi olan gizemli gazeteci Jacopo, onu şaşaalı Torino sokaklarının ardındaki gizli dünyalarla tanıştırır. Bu keyifli mahkeme dizisi, İtalya'nın ilk kadın avukatı olan Lidia Poët'in gerçek hikâyesini yeniden yorumluyor.

İşçi sınıfı yanlısı bir politikacı olan John Stonehouse 1974'ün Kasım ayında, sahildeki lüks bir otelde kaybolarak ardında sadece katladığı kıyafetlerini bırakacaktır.

26 milyon değerinde altın çalan altı silahlı soyguncu külçelerden kurtulmak için yol aramaktadır.

Narco-Saints, Surinam'ı avucunun içine alan bir uyuşturucu baronu tarafından üzerine suç atılınca Ulusal İstihbarat Servisi'nde gizli bir göreve katılan bir adamın hikâyesini anlatıyor. Sıradan bir girişimci, Güney Amerika'da faaliyet gösteren Koreli bir uyuşturucu baronunu yakalamak için gizli bir devlet görevine katılır. Gerçek olaylardan uyarlandı.

Super Pumped', Silikon Vadisi'nin en başarılı ve en yıkıcı tek boynuzlu atlarından biri olan Uber'in hikayesini anlatıyor. Kalanick'e odaklanan Showtime serisi, Silikon Vadisi'nin iniş ve çıkışlarını somutlaştıran, yeni başlayan nakliye şirketinin roller-coaster yolculuğunu betimleyecek. Küresel teknoloji başkentinde meydana gelen radikal kargaşanın ortasında bile Uber, öngörülemeyen sonuçlarla dalgalanan iç ve dış savaşları içeren hem harika hem de uyarıcı bir hikaye olarak öne çıkıyor.

The Girl From Plainville, konusunu gerçek yaşanmış bir olaydan alıyor ve attığı mesajlar sonucunda sevgilisini intihara teşvik edip hapse giren Michelle Carter’ı derinlemesine inceliyor. Bunun üzerinden dizi, Conrad Roy’un intiharından sonra Michelle Carter’ın yargılanmasına neden olan olayları izleyiciye anlatacak.

Tehdit mektupları, tuhaf komşular ve korkutucu olaylar... Hayallerinin evine taşınan bir ailenin bir kâbusu devraldıklarını fark etmesi fazla uzun sürmeyecektir. Dean (Bobby Cannavale) ve Nora Brannock (Naomi Watts) New Jersey'nin huzurlu Westfield kasabasında hayallerindeki evi satın alırlar. Fakat biriktirdikleri tüm parayı bu eve harcayan çift, mahallede hiç de iyi karşılanmadıklarını fark eder. Mesela, yaşlı ve hafif kaçık bir kadın olan Pearl (Mia Farrow) ile erkek kardeşi Jasper (Terry Kinney) gizlice evlerine girip servis asansörüne saklanır. Nora'nın eski bir tanıdığı olan emlak komisyoncusu Karen (Jennifer Coolidge) çifte, oraya ait olmadıklarını hissettirir. Meraklı komşular Mitch (Richard Kind) ile Mo'nun (Margo Martindale) ise Brannock çiftinin mülkü dâhilindeki sınırlara hiç saygısı yoktur. Bu buz gibi karşılamanın üzerine bir de kendine "Gözcü" diyen birinden gelen kaygı verici mektuplar eklenir ve çiftin hayatı tam bir cehennem azabına dönüşür. Komşuların uğursuz sırları ortalığa saçıldıkça Brannock'lar dehşetten dehşete sürüklenerek kırılma noktasına gelir. New Jersey'de kötü bir üne sahip olan "Watcher" evine ilişkin gerçek bir hikâyeden uyarlandı.

1980'lerde bir ev hanımı annenin özgürlük arzusunun ölümcül sonuçları olur. Candy Montgomery, 1980’lerde her şeyi kitabına uygun yapan bir ev hanımı ve annedir: iyi bir koca, iki çocuk, güzel bir ev, hatta dikkatli bir şekilde planlanan ve işlenen günahlar. Ama içindeki uyum baskısı artınca yaptıklarını biraz özgür yapmak ister. Biri ona susmasını söyleyene kadar. Ve ölümcül sonuçları olur.

Spor tarihini en uç noktalara sürükleyen isimlerinden biri olan ağır siklet boks şampiyonu Mike Tyson'ın vahşi, trajik ve tartışmalı hayatı ve kariyeri.

Welcome To Chippendales, kadınlara yönelik striptiz kulüpleriyle bir fenomene dönüşen ve sonrasında başı FBI’la belaya giren Somen Banerjee’nin gerçek hikâyesini anlatıyor. Dizide, Los Angeles’ta sahne alan erkek striptizci dans grubu Chippendales’in kurucusu Hintli-Amerikalı Somen Banerjee’nin hikâyesini kara komedi tadında bir dizi olarak izleyeceğiz. Welcome To Chippendales, 1980’lerde gerçekleşen cinsel devrimin ardından kadınlara hitap eden ve daha sonra eğlence sektöründe bir fenomene dönüşecek olan sahne şovlarının başlangıcını işaret ediyor. Bununla beraber Banerjee’nin sahibi olduğu kulübün etrafında dönen uyuşturucu, dolandırıcılık ve cinayet sarmalına takılıyor. Dizide Amerikan Rüyası konseptinden uzaklaşmadan, göçmen ve girişimci bir karakterin hırslı yolculuğuna da tanıklık edeceğiz.