Uyarı : Film +16 olarak açıklandı , Aile ortamında izlemeyeceginiz sahneler olabilir. Deniz, kumsal, arkadaşlar, aile ve asla unutulmayacak ilk aşklar. Her yaşta başka türlü geçer yaz. 90'larda ve yazlıkta ise bambaşka... Türkiye'nin güneyinde 1997'nin yaz aylarında geçen film; rüzgâr, kayalık uçurumlar, sonsuz dalgalar arasında aşk ve yaşamla tanışan ve eninde sonunda hüznü de tadacak bir grup gencin hikâyesini konu alıyor. Her yıl ailesinin yazlığına giden Deniz için bu yıl farklıdır. Artık 16 yaşına girmiş, aşka dair yeni duygular ve yeni deneyimler yaşamak istemektedir. Deniz, çocukluk aşkı Aslı'yla yakınlaşmaya çalışırken, aynı mahallenin ortalığı kasıp kavuran, son derece yakışıklı ve sportif genci Burak'ın da Aslı'yla ilgilendiğini fark eder. Her karakterin midesinde uçuşan kelebekleri izlerken, aynı zamanda ilk kalp kırıklığına ve ergenliğin başlangıcına şahit olacağız.
Geçen Yaz Filminin Bilgileri
Evet bütün yazlıkçı gençler böyleydi o yıllarda güzel anılar :)
Arkadaş yanlış bulduğu davranış neticesinde bunu ortadan kaldırmayı, temelli olarak engellemeyi öngörmüş. Siz de kendinize yanlış gelen düşünceleri ifade eden kişinin engellenmesi gerektiğini uygun bulmuşsunuz. Aslında tavrınız eleştirdiğiniz şeyin daha hafifi olmakla beraber benzeridir. Zihni tutum aynı; yanlış bulduğuna izin verme… Ayrıca insan ilişkilerinde insani planda kalmaya çalışanları normal olmayan ahlaki dogmalara sahip kişiler olarak değerlendirmişsiniz. Bu cüreti size medya ve o medyanın perde arkasındaki oyun kurucuları veriyor. İnsanın kendi iradesi üzerinden insani olmayan ve ağır toplumsal sonuçları da olabilecek şekilde, özel yakınlaşmaların tüzel ortamlarda yaşanmasındaki dengesizliği gayet normal gören anormal ahlaki dogmalarınız ne olacak. Bunun bir bozulma değil gelişme olduğunun kanıtı nedir ve bu kanıtı siz nereden buldunuz? Nasıl oluyor da insanlara ahlak dersi vermekte kendinizi gelişmiş ve bu denli yetkin sayabiliyorsunuz. Bu ne densizlik… Ahlaksal algının doğru yönünü herkesten iyi bildiğinize nasıl bu kadar eminsiniz. Medya ve genel geçer tüm ortamlarda, bu tarz filmlerde bunlar normal şeyler olarak dayatılıyor diye mi. Bu bir zihin işgalinin sonucudur. Bunlar sistematik olarak yapılıyor. Hiç kimse evlenmemiş iki insanın ortalık yerde köpekler gibi cinsel ilişkiye girmesinin ve bunu bilen erkek kardeşin de bunu normal görüp zerre rahatsızlık duymadan kabul edip yaşamındaki edimleri bu kabulün üzerinden şekillendirmesinin normal olduğunu yutturmaya kalkışmasın kimseye. İnsanı insan yapan şey ölçüleri, zarafeti, inceliği, özenidir. İnsanlar duygusal olarak birbirlerine yaklaşırlar, birbirlerini severler, benimserler, hatta belki âşık bile olurlar işte bu süreçlerin bu durumların sonunda; en sonunda cinsel bir birlikteliğe de gidebilirler. Bunların neticesidir cinsel beraberlik. Öyle duygusuz, insanca paylaşımların, insanca beraberliklerin olmadığı ya da henüz oluşmadığı yerde cinsel birliktelik sadece hayvani yanımızla ilgilidir. İnsani yanımızla, bizi insan yapan yapıyla ilgili değildir. Tamam, insanda hayvani bir yan da vardır, şehvet te vardır, ama bunları insan olarak ölçü içerisinde yerli yerine oturtarak yaşamak bizi insan yapan şeydir. Eğer yeterince felsefe okumuş olsaydınız, post modern bütün büyük filozofların, medeniyetin ilerleyişinin, ilerleyebilmesinin bir şekilde çocukların babalarının belli olmasıyla ilişkili olduğunu söylerler. Tabi size bu bir şey ifade etmez şimdi bu. Anlamanızı da beklemiyorum. Medyatik orta karar bir vasat tip olduğunuz tepkinizden anlaşılıyor zaten. Sizin o küçük, düşünmemiş, bilgisiz beyinlerinize göre iki insanın halka açık yerde cinsel birleşmeye gitmesini yanlış görenler ahlaki dogmalara sahip insanlar ama tam tersine bu rezilce edimi özgürlük, irade, cinsel özgürlük olarak değerlendiren o dar kafanıza geçit veren medyanın üstünkörü ama sağlamca biçimlediği kifayetsiz ve mesnetsiz zihniniz gelişmiş bir ahlaki anlayış falan oluyor. Sinir ediyorsunuz insanı başka bir şey değil. Bu kadar cahil ve medeniyet diye kendisine beyin yıkama sistematiği ile hiç farkına bile varmadan yerleştirilmiş bu saçmalıkları, bu düşünsel olarak yetersiz ve tabansız düşünceleri nasıl bu kadar kolay yutuyorsunuz asıl ona şaşmak lazım. İçimizde katiller var diyorsunuz. Siz de onlardan birisiniz sizin yasakçı tavrınız; hani diyorsunuz ya şikâyet edilsin, nasıl izin veriliyor falan yani izin verilmemesi lazım, engellenmesi lazım size göre çünkü size göre yanlış bir şey söylüyor. Bu da öldürmenin bir biçimidir. Senin gibi düşünmeyene nasıl izin verilebilir ki değil mi? Onun düşüncesinin yok edilmesi lazım. Bu yanlışa hayat hakkı verilmemesi lazım değil mi? Bu düşüncenin idamı lazım, asla geçit verilmemesi lazım. Açıkça hedef gösteriyorsunuz üstelik. Ben de bundan iğreniyorum, tiksiniyorum işte. Sizin gibi beyinsizlerden tiksiniyorum. Ne zaman ortalık yerde köpek gibi düzüşmek insan iradesi oldu ve bu yolla aklandı, ne ara bu ahlak oldu? Ayrıca size bir bilgi daha vereyim: Yakını olan bir kız, örfi irade tarafından, toplumsal teamüller tarafından, aileler tarafından onaylanmamış bir cinsel birlikteliği ortalık yerde yaşıyorsa bunu normal gören, gülüp geçen bir erkek eşcinseldir. Bilinçaltında bundan keyif almaktadır. Düzülen yakınının durumuyla bilinçaltı seviyede özdeşlik kurmakta ve bundan mutlu olmaktadır. Yani normal bir insan bunu asla normal falan göremez. İnsanın yapısına aykırı bu. Diyeceksiniz ki böyle öğretildiği için böyle. Hayır, işte öyle değil. Bunun deneyleri yapıldı. Aynen sizin gibi duruşa sahip tabi sizin bilgili olanlarınız tarafından korkunç paralar da yatırılarak deneyleri yapıldı. İnsanlar kim kime dum duma yaşasın o daha güzel, isteyen istediğiyle ilişkiye girebilsin, neden olmasın ki diye deneyler yapıldı adalarda. Detayına girmek istemiyorum. Ve bu deneye katılan kadınlar ve erkekler serbest yaşayan ve bunu savunan, irade, cinsel özgürlük, bireyin kararı, seçimi falan diyen insanlardı. Ve fakat bu deneyler iflas etmiştir. Bunları ancak kitaplarda bulabilirsin. Medyada, Face’de bulamazsın bunları. Çünkü bir tür mühendislikle inşa edilmeye çalışılan zihniyeti baltalar bunlar. Siz uyuyanlar tabi hiçbir şeyden haberdar değilsiniz. Fakat kolayca her yerde böyle ahlakın aslında ne olması gerektiğine dair çemkirip ders verip duruyorsunuz. Daha neler neler hangi birinden bahsedeyim ne anlatayım ki sizin gibi insanlara. Sonu yok uzar gider ve o kadar yabancısınız ki gerçeğe, tarihe, sizin o dar testinizin iki bardaktan fazla su alma imkânı da yok maalesef o yüzden burada keseceğim. Değmez de ayrıca. Tiksindirdiğiniz için öyle yazmaya kalkışmış bulundum sadece. Arkadaş vururum derken tepkisini dile getirmek için bir teşbih kullanmış aslında. Tamam, o da vurmayacaktır muhtemelen ben de vurmam. Ama bu hiçbir şekilde kabul edeceğim, onay vereceğim, normal göreceğim bir şey de olamaz. Elbette ki bir tepkiyi, bir cezayı hak eder mutlaka. Bu zaten zina dediğimiz şeydir. Cinsel ilişki dediğiniz şey öyle ulu orta canım istedi yaptım diye yapılacak bir şey değildir. İki insan arasında en özel şeydir ve özel şartları hak eder aynı zamanda gereksiniz. Bunu halka açık yerde yaşadığınızda, o insanlarda da belli bir paylaşıma girmiş olursunuz dolayısıyla bunda duygu aranmaz bunda insanlık aranmaz bunda özel şeyler aranmaz, bunda saygı aranmaz. Bu pornografik olandır yani insanlık dışı ve duygusuz. Porno bir şeyin anlamını, duygusunu içini boşaltarak vermek demektir. Porno o yüzden pornodur. Erotik porno ayrımının neden yapıldığını bakın ve iyi anlayın mesela. Gayri insani, özel olmayan, duygu barındırmayan, saygıdan yoksun, özenen, itinadan, incelikten, insani zarafetten, ölçüden uzak bir davranış biçimi bu. Ve bu tarz davranışların çok ağır toplumsal sonuçları da olacaktır. Bu tavrın gittiği dünyadan en mezhebi geniş insan diye tabir ettiğimiz insan bile memnun olmayacaktır. Kurulmayan, kurulamayan aileler, yok olan aile kurumu, sorumsuzluk, portföyü geniş, çok özgür ve erkeklerin sürekli güvensizliğine hedef olup duracak kızlar, güven duymayan ve önüne gelenle de ortalık yerde seks yapan erkekler, her yerde zina, her yerde kokuşmuşluk ve adına da bireyin özgür iradi seçimi denilerek sürgit devam eden bir kargaşa, Duygusal güvensiz ortamlar, sevgi yoksunluğu, sürmeyen, kısa süreli ilişkiler, çoklu ilişkiler, sürekli yaralanıp duran insan kalpleri, sürekli duyulan acı, insani olana özlem ama bulamamaktan kaynaklı kaçış arayışı ve kaçacak yer de olmayınca bu ahlaksızlığın normal olduğuna kaçmaya çalışıp durma ama ruhta bir yıpranma bir sendeleme sürekli. Sürekli artan huzursuzluk ve mutsuzluk. Çoluk çocuk sahibi olmama. Aile yoksa çocuk ta yoktur çünkü. Kazara olanlar münferit örnekleri teşkil edeceğinden böyle bu. Biten ya dünya biter. İşte bu gelişmişlik diye, doğru ahlakın ne olduğunu biz herkesten iyi biliyoruz diye sürekli ahlak dersi verip duran beyinsizlerin insanlığı götüreceği, dünyayı götüreceği kaos bu ancak. Bunları iyi düşünmek gerek. Bunlar çok zor konular. Öyle senin sandığın gibi herkes canının istediğini yapar kime ne zararı var gibisinden basit cevapları olan şeyler değil bunlar. Hani diyorlar ya; bi’ bitmediniz ya bi’ bitmediniz…
Merhaba. Filmi henüz izlemediğimi belirteyim öncelikle ancak yorumunuzun tamamını okudum. Kime, hangi yoruma cevap olarak yazdığınızı öğrenebilir miyim?
Bu tip yaşayanlar var ve her dönem olmaya devam devam eder ama 90'larda mahremiyet vardı, böyle değildi. Kimse yediği naneyi açıktan göstermezdi ve ebeveynler böyle ''geniş'' değildi. Senarist ve yönetmenin kendi özentisini perdeye aktarırken, ''kızın kendi tercihi'' dedirtmek için zorlama bir film olmuş. Bence zayıf iş ama yine de izleyin.
Aslında böyleydi. O yıllarda benden 5-6 yaş büyük yazlık komşularımızın çocukları tam olarak böyleydi. 86 doğumlu ben ve arkadaşlarım da onların yanına yamanmaya çalışırdık. Issız yan koylarda sevişip biz küçüklere de erkete yaptırırlardı. Birlikte denize girip, koy gezseler de çıkma tekliflerini bizlerin aracılığıyla yaparlardı. Arada sitenin lokalinde geceler yapılır, bütün site sakinleri katılırdı, çocuklar da birbirlerini dansa kaldırırlardı. Cep telefonu çıkınca bir anda bitti hepsi. Ahh, ahh...
Bu filmlerden zerre kadar kar elde edilemeyeceğini oyuncularından yönetmenine kadar herkes biliyor Türk aile yapısını bozmak için dışarıdan fonlanan merdiven altı film şirketleri bunlar
türk yapımı filmlerden tiksiniyorum
Neden film mi indiremiyorum
Aşırı boş bir filmdi. Deniz denen kişi kızı resmen gözüyle süzerek taciz ediyor. Ve film aşırı yavaş ilerliyor. Zaten filmi hiç anlamadım. Resmen filmde Deniz denen kişinin, kızı nasıl s**emediğini izliyoruz.
filmin sonunu anlayamadım fakat 90 ların güzel özgür Türkiyesini, gençliğimi hatırladığım için çok mutluyum.
Genelde bir filmin tamamını izlemeden yorum yazmam.Bu filmin yaklaşık yarım saatini izledim,fena gitmiyor ama itirazım filmin geçtiği zamanla ilgili.Film 1997'de Bodrumda geçiyor sözde ama en az 10 yıllık zamanlama hatası var.1987 falan olmalıydı.Arkadaşlar 1997 senesinde benim cep telefonum vardı Ericson 688 yeni gelmişti.Ondan önce 337 ve 388 modelelri vardı,Nokia cirit atıyordu piyasada.Türkiyede internetde vardı telefon hattından bağlanılıyordu.Ailenin Bodruma geldiği ve diğer arabalar 80'li modeller.Site içindeki jetonla atılarak oynanan bilgisayar oyunları 80'lerin sonlarında kalmıştı.Filmin hikayesi kesinlikle 80'li yılların sonuna daha çok yakışırdı,çünkü o yıllarda böyle yazlık site kültürü ve arkadaş grupları,yaz aşkları,grup içinde çıkma teklifleri falan vardı.Filmin yazarı ve yönetmeni Ozan Açıktan 1978 doğumlu.80'lere yetişemediği belli bu yüzden bir nesil,yaklaşık 10 yıl ötelemiş hikayeyi ama keşke 1987 yapsaymış,daha inandırıcı olurdu.Yazlık sitelerde kızların eve en geç 12 de ,hatta 11 de evde olma zorunluluğu vardı.Hikaye cuk diye otururdu bugün 40 yaş üstü olan izleyiciler için.Dur bakayım ilk gençliğimiz ile ilgili daha neler olmuş,filmi bitirdikten sonra tekrar yazarım
Yaz aşkı falan tamam da bazı şeyler bize ters geliyor. Arkadaşlıklar güzel ama aile kavramının da bokunu çıkartmışlar. Film izlenir ama empati yapmayın canınız sıkılır
Bu çocuk nasıl 16 yaşında ya? :)
fena değil izleniyor
Netflix nasil boyle film yapmis bildigin flash tv dizisi gibi 3 puanlik bir sacmalik aldira aldira baktim zaten hic bulasmayin
Bazı yerleri saçma olmus ablasinin üstüne çıkan var eleman uluyor
ne ara bu kadar genişledik biz alkol sex temalı kim kime dumduma temalı bir ergen filmi aman sakın iyi örnek olacak gençlerin filmini yapmayın
Alkol,uyuşturucu ve sex. Uyarı var ama ergenler için riskli...
Çocuğun ablasını ormanda erkek arkadaşı beceriyor. Çocuk da bunu görünce "auuu" diyerek geldiklerini bildiriyor. Sonra da gülüşüyorlar. Allah yaşatmasın ama benim başıma gelse vururdum o çocuğu. Rezil bir yaşam tarzını olağan gibi gösteriyorlar
Bu tarz şiddet içeren yorumlara nasıl izin veriliyor anlamak mümkün değil. Umarım halka açık ortamda kardesinizin rızasıyla onunla birlikte olan kişiyi vuracagınız ifadenizi birileri şikayet eder. Potansiyel katillerle yaşıyoruz şuraya bak. Sizin ve aileniz için normal olmayan ahlaki dogmalarınızı üçüncü şahıslara diretemezsiniz. Tiksiniyorum bu hastalıklı düsüncenizden
Düşüncenize saygı duyuyorum. Ama bence yanlış düşünüyorsunuz çünkü bunu ablası KENDİ İSTEĞİYLE yapıyor, buna karışmak bize düşmez. Zaten herkes özgür ve bir BİREY. Mesela benim kardeşim bir erkekle cinsel ilişkiye girse karışmam çünkü bunu KENDİ İSTEĞİYLE yapıyor, saygı duyarım. Ama bunun yanlış bir şey olduğunu söylerim, gidip çocuğu vurmam. Benim size yaptığım gibi düşünceme saygı duymanızı bekliyorum.
Ben iblise de iblis gibi düşünenlere de saygı duymuyorum. Öyle düşünebilirsiniz. O sizin şahsi düşünceniz. Herkesin özgür olduğu doğru lakin özgürlük sınırsız değildir. Hem toplumsal hem ailevi hem de kişisel sınırları vardır. Örneğin bir kişinin özgürlüğü, başkasının özgürlüğünün başladığı yerde biter. Müstehcenlik sizin için özgürlük olabilir ama benim için değil. Öyleyse evinde müstehcen olabilirsin ama karşımda değil. Aynı şekilde nikahsız cinsel birleşme sizin için doğru olabilir ama benim ve ailem için doğru değil. Bunu yapan kişi kardeşimse o zaman evde yada dışarıda yapmasının farkı yok. Her iki halde de karşısında beni bulur. Sizin bakış açınızdan bakıldığında ise, kişi kendi isteğiyle köpeğe de tecavüz edebilir, uyuşturucu da kullanabilir. Bunlar yasaksa (illa yasalarla yasak olması zorunlu değil, değerlerle de ahlaki/manevi yasak kapsamında olabilir) kişinin kendi özgür iradesiyle birşeyler yapması, yaptığı o şeyin doğru olduğu anlamına gelmez sonucuna ulaşırız. Ahlaksız yaşam tarzını aile kavramından, birey kavramına indirgerseniz çıkarımınızda haklı görünebilirsiniz. Lakin benim inancımda kişi birey değil, ailenin bir üyesi, toplumun bir parçasıdır. O yüzden kişi ahlaki değerlere uygun olması kaydıyla, öncelikle aile kurallarına sonrasında da genel toplum kaidelerine uygun davranmakla mükelleftir. Son olarak; nikahsız ilişki olağan olsa toplumda evlilik diye bir kurum olmaz, insanların hayvanlardan pek bir farkı kalmazdı. Öyleyse olağan olan nikah akdiyle yaşanan ilişkidir. Olağanın dışında olan ahlaksız yaşam tarzının gencecik beyinlere işletilmeye çalışılması, kitleleri etkileyerek toplumun ahlaki yapısının hedeflemesinden başka bir amaca hizmet etmez. Biz buna toplumun temel değerlerini toplumsal mühendislik yoluyla dejenere etmek diyoruz.
Kurduğunuz her cümlede çok haklısınız. Peki, birisini vurmak ahlaklı olduğumuzu mu gösterir? Siz kendinizi ahlaklı biri olarak görüyor musunuz? Ayrıca, vurmak yerine başka çözüm yolları var mı? Özellikle son sorduğum soruyu cevaplarsanız sevinirim.
Dürüst olmanız güzel ve erdemli bir davranış. Birisini dövmek kişinin ahlaklı olduğunu göstermeyeceği gibi ahlaksız olduğunu da göstermez. Ben çok ahlaklı biriyim diye yazmadım. Benim de birçok hatam var. Olması gerekeni yazdım. Böyle bir durumda uyarmayacağımı, dayak yiyeceğini bildiği için (bir şeyi bilmek aynı zamanda önceden uyarıldığı anlamına gelir) yeniden işletilecek uyarı aşamasının bir önemi yok. Zaten yapmadan önce yaptığının sonucunu bilerek bu işe kalkışmış ise uyarının bir faydası olmaz. İşlenen suç karşılığında ceza verileceğini bilmek ve suç işleyene ceza verildiğini görmek toplumu da korur. Bununla birlikte suç ve ceza kavramı burada 2 satır yazıya sığmayacak kadar aşırı geniş bir konu. Bununla ilgili birçok teori var. Benimkisi onlardan biri. Kadın veya erkek ayrı olmaksızın (gerek fiziki gerek psikolojik) şiddete karşı olmak ve şiddetten hiç keyif almamakla birlikte, her suçun da ıslah ve ibret açısından ÖLÇÜLÜ bir cezası olacağına inanıyorum. Dövmekten başka çözüm yolu olup olmadığını sormuşsunuz. Yaptığının ne derece yanlış bir şey olduğunu (ki siz de yanlış olduğunu kabul ediyorsunuz) manevi olarak kişinin bilinç altına yerleştirir ve ahlaklı şekilde yetiştirirseniz (hem aile içinde nasihatlerle hem de toplum/devlet olarak film ve sair sektörlere yapılacak yatırımlarla) zaten kuvvetle muhtemel yapmaz. Yetiştirme ve eğitimle ilgili. Yani suç işlenmeden suçu önlemek amaç olmalı. Oysa bu filimde gayri ahlaki yaşam tarzının ne kadar güzel olduğu gösterilerek toplumsal ahlaki çöküntüye zemin hazırlanmış. Özetle benim inanışımdaki suç ve suçlu övülmüş, güzel gösterilmiş. Beni bu durum rahatsız etti. Sadece benim dediğim doğru şeklinde faşist düşünce tarzını insanlara şikayet tehdidiyle dayatmaya çalışan kişilere değil bu sözlerim.
Suç işleyen herkes cezasını çekmeli, buna ben de katılıyorum ama şu şiddet ve öldürmek konusuna gelirsek... Öyleyse her yanlış yapan herkesi öldürelim, şiddet uygulayalım. Böylesi daha doğru değil mi? İDAM!
Öldürelim yazmadım. Dikkatli okuyun lütfen. ÖLÇÜLÜ bir ceza diye yazdım. Yanlış yapan herkese şiddet uygulayalım diye de yazmadım. 3.kişilerin işlediği fiillere verilecek ceza makamı biz değiliz, devlettir. Sadece ailemden örnekleme yaptım. Benim kız kardeşlerim öyle fiiller işlemeyecek kadar manevi bilgi ve donanıma sahiptir. Buna rağmen yapıyorsa (ihkakı hak suç da olsa) karşısında beni bulur. İdam cezasına gelince karşı değilim lakin devlet eliyle verilmesi gereken bir cezadır. ABD gibi birçok ülkede bu ceza zaten uygulanıyor. Her fiile de idam cezası verilmez. Cezada ÖLÇÜLÜLÜK diye bir şey vardır. Ölçülülük ise göreceli bir kavramdır. Bana göre ölçülü olan size göre olmayabilir. Bunlar derin mevzu. Burada kapatırsak sevinirim. Kapasitesi düşük, teorilerden anlamayan, kendi bildiğini mutlak doğru sana insanlar var.
Son bir soru sorduktan sonra cidden konuyu kapatalım. "Kapasitesi düşük, teorilerden anlamayan, kendi bildiğini mutlak doğru sanan insanlar var." derken bana mı gönderme yaptınız? Ayrıca sorularıma kibar bir şekilde cevapladığınız için minnettarım. Sağlıcakla kalın.
Yazdığım o söz sizinle ilgili değildi. Genel anlamda yazmıştım. Teşekkür ederim. Siz de sağlıcakla kalın.
Şimdi izledim filmi bence de tam liseli gençlerin yaz tatili temalı bol partili deniz güneş eğlence temalı tatlı bir filmdi. Çok büyük beklentilerle izlemeyin , durağan bir film olmuş. Sıkıcı değil ama aksiyon, olay vb de yok. Beklentisiz izleyin
mrb kaan kardeşim siteye yeni üye oldum ama son bir kaç senedir buradan filmleri takip ediyorum bu arada film hata veriyor.....Bu video dosyası oynatılamıyor. (Hata Kodu: 233011)
düzelttim
film çok iyi arkadaşlar tatile gidemeyenler için içinizi ısıtacak bir film ayrıca da bence netflixin en iyi türk filmiydi
bekliyoruz kral, film güzele benziyor bakalımmm
Ulan nasıl öptü erkek erkeğe dudaktan hiç beklemiyordum .. sjdjdhdhhsjs berbat bir film uzak durun. Ulan önünde parçaladılar kızı hâlâ peşindesin