The Phantom of the Open izle (2022)

17 Ağustos 2006'da yayınlanan İngiliz yazar David Peace'in aynı adlı romanından uyarlanmıştır. Kitap basıldığı anda futbol üzerine yazılmış gelmiş geçmiş en iyi roman olarak adlandırılmıştı. İngiliz futbol tarihinin en iyi hocalarından olan ve 2004 yılında hayata veda eden Brian Clough'un Leeds United'ın başında, sadece 44 gün süren teknik direktörlük dönemi anlatılır... Clough 1974'te Leeds United'ın başın geçtiğinde görevi İngiliz milli takımının başına geçen Don Revie'den devralmıştı. Ancak bir problem vardı ki futbolcular kendilerini 2 kez lig, 2 kez de UEFA şampiyonu yapan 13 yıllık hocaları Revie'den sonra Clough'u kabullenememişlerdi ve ona hiçbir zaman ısınamadılar. Clough yönetimindeki Leeds lige 6 maçta 4 puanla başlayınca ve bu son 15 yılın en kötü başlangıcı olunca İngiliz teknik adam o zamana göre çok yüksek bir rakam olan 98.000 pound gibi bir tazminatla kovuldu. Sonrasında da 18 yıllık şaşaalı Nottingham Forest kariyeri geldi. Film, Clough'un bu "lanetli" gibi duran 44 gününü anlatıyor.

Film Amerikalı bilim adamı J. Robert Oppenheimer'ın hikayesini ve atom bombasının geliştirilmesindeki rolünü anlatıyor.

Güçlü kaptan Kapil Dev, Hindistan'ın alay konusu haline gelen kriket takımına liderlik ediyor ve 1983 Dünya Kupası'nda tarih yazıyor. Gerçek olaylardan uyarlanmıştır.

Asfaltın Kralları izle.Ford v. Ferrari, 1966 yılında düzenlenen Le Mans 24 Saat Yarışı’nın gerçek hikayesini konu alıyor. Henry Ford II ve Lee Iacocca ikilisi, tuhaf ancak kararlı bir grup Amerikalı mühendis ve tasarımcıdan sıfırdan bir otomobil yapmalarını ister. Otomotiv vizyoneri Carroll Shelby (Matt Damon) ve İngiliz şoförü Ken Miles’ın (Christian Bale) başını çektiği ekip, uzun yıllardır pistlere egemen olan Ferrari’yi Fransa’da düzenlenen 1966 Le Mans Dünya Şampiyonası’nda alt etmek için işe koyulur.

BlacKkKlansman Türkçe adı Karanlıkla Karşı Karşıya olan filmin konusu: Gerçek bir hikayeden uyarlanan filmde kenti ele geçirmeye çalışan Ku Klux Klan'a karşı duran dedektifin öyküsünü ele alıyor.

1973 yılında oynanan dünyanın bir numarası Billie Jean King ile eski şampiyon Bobby Riggs arasındaki tenis maçı tarihe “The Battle of the Sexes” olarak geçti. Bu muhteşem maç tüm zamanların en çok izlenen spor müsabakası oldu. Zamanın ruhunu yakalayıp, cinsiyet ayrımcılığı üzerine dünya çapında bir gündem yaratan bu müsabaka, aynı zamanda femisint hareketi de teşvik etti. Medyanın baskısı altında olan King ve Riggs, kort dışında çok daha kişisel ve kompleks sorunlarla uğraşıyorlardı. Eşinin de desteğiyle kurumlara karşı eşit ödemeler için savaşan King, aynı zamanda kendi cinsiyetiyle ilgili de boğuşmalar yaşıyordu. Bu arada Riggs de mirası ve şöhretini, eski zamanlardaki ihtişamını tekrar yaşamak için riske atıyordu. Billie ve Bobby birlikte; tenis kortlarının çok ötesine geçen ve dünyanın dört bir yanında erkeklerle kadınlar arasındaki tartışmaları canlandıran bir kültürel gösteriye hizmet ettiler.

Gerçek olaylara dayanan ve efsanevi bir olimpiyat kayakçısı olan İngiliz sporcu Michael ''Eddie'' Edwards'ın hayat hikâyesinin anlatıldığı bu filmde Hugh Jackman, Taron Egertun'ın yeni akıl hocası olacak. Edwards, Calgary'de düzenlenen 1988 Kış Olimpiyatları'nda Britanya'yı kayakla atlama kategorisinde temsil eden ilk yarışmacı olarak ulusal bir kahraman hâline gelir. Edwards aslında bu başarı hikâyesinin en başında kazanması pek de beklenmeyen bir sporcudur; fon desteği bulamamıştır ve bu da yetmezmiş gibi gözlerinin hipermetrop olması sebebiyle koruyucu kayak gözlüklerinin altına ayrı bir gözlük daha takmak zorunda kalır. Bu durum atlamalar sırasında onu neredeyse tamamen kör hâle getirir. Edward 70m ve 90m atlayışlarında sonuncu olmasına rağmen basın ona bu kahramanca yenilgiden sonra Mr. Magoo lakabını takar.

Dünyada yaşam şartlarının en zor olduğu kıta Afrika, Afrika'da yaşamın en zor olduğu ülkelerden biri Uganda, Uganda'nın en mahrum bölgelerinden biri ise başkent Kampala'nın varoşlarından Katwe. Katwe'de hayatı en zor geçenlerse hiç şüphesiz kız çocukları; hele bir de babalarını kaybetmişlerse... İşte film; fakirlikle, açlıkla mücadele eden; ailesi ile birlikte sokaklarda yaşayan Katwe'li Phiona Mutesi'nin, 16 ülkenin katıldığı satranç şampiyonasında Afrika Şampiyonu olma ve dünya satranç şampiyonasına katılma hikayesini anlatyor. Film; Phiona'yı Rusya'da katıldığı Dünya satranç şampiyonasında tanıyarak öyküsünü yazan ABD'li gazeteci Tim Crothers'ın sonradan 2012'de makalesini kitaba çevirerek "Katwe'nin Kraliçesi: Hayat, Satranç ve Olağanüstü Bir Kızın Büyük Usta Olma Rüyasına Dair Bir Hikâye" adıyla yayımladığı kitaptan beyazperdeye uyarlanmış.

Film, ölümcül bir araba kazasından sonra tekrar yürüyüp yürümeyeceğini bile bilmeyen fakat spor tarihinin en inanılmaz geri dönüşünü gerçekleştiren Dünya Box Şampiyonu Vinny Pazienza'nın ilham verici hayat hikayesini konu ediniyor. Vinny, eğitmeni Kevin Rooney’nin yardımlarıyla sadece yürümekle kalmaz, mucizevi bir biçimde kazadan yalnızca bir sene sonra kemerini geri almak için ringlere geri döner. Filmin yönetmenliğini Ben Younger üstlenirken Pazienza'yı ise Whiplash filminin yıldızı Miles Teller canlandırıyor.

Angelina Jolie'nin ikinci kez yönetmenlik koltuğuna oturduğu film, "Torrance Kasırgası" takma adıyla da tanınan Louis Zamperini'nin (1917-2014) hayatının önemli bölümlerini anlatıyor. 1936'da Almanya'nın başkenti Berlin'de yapılan Olimpiyat Oyunları'na katılan ve erkekler 5 bin metre yarışında 8. olmasına karşın son 56 saniye içinde yaptığı atılımla Nazi Almanyası'nın lideri Adolf Hitler'in dikkatini çeken ve daha sonra onunla buluşan, ABD'nin II. Dünya Savaşı'na girmesinin ardından 1941'de Hava Kuvvetleri'ne katılan, B-24 savaş uçağı bombacısı olarak Pasifik'teki Funafuti Adası'na gönderilen, içinde bulunan uçağı, 1942'de kayıp bir uçağı aramak için düzenlenen arama kurtarma işi ve gelişen olaylar